YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

18 Mayıs 2011 Çarşamba

BİR BAHAR PAZAR'I...


Naci Şen arkadaşımdır.
Emekli bir Hekim’dir.
Kadın-Doğum Hastalıkları Uzmanı’dır.
Uzun yıllardır Samsun’da bulunmaktadır…

Renkli bir kişiliktir.
Çarşamba toplantılarımızın…

Bir şiir okudu.
Sevgili Naci.
Geçenlerde.
Çarşamba toplantılarımızın birinde…

Düğünüm” başlıklı bir şiirdi.
Resul Elhan tarafından yazılmıştı.
18.07.1996 da ana ve babasına göndermişti.
3 gün sonra da şehit olmuştu…

Şöyle yazıyordu.
Jandarma Çavuşu Resul Elhan.
Asker mektubunda…

…düğün kartını ağbim beğensin bastırsın. 40-50 tane de bana gönderin, arkadaşlarıma dağıtacağım. Gerçi gelmezler ama olsun.
Anacığım, günler geçtikçe içimdeki sızı daha da artmaktadır. Akşam yatağıma uzandığımda olsun, görevde iken olsun hep sizleri düşünüyorum. Bir his diyor ki yirmi gün sonra çifte bayram yaşayacaksın, bir hissim de diyor ki bütün bu mutlu günleri göremeyeceksin. İnşallah ikincisi olmaz da hepinize sağ salim kavuşurum. Şimdilik hoşça kalın.
Not: Temmuzun 29-30’unda oradayım. Ağustosun ilk hafta sonunu düğün günü olarak belirleyin.


Son olarak da şu notu ve şiiri eklemişti:

Bu şiirimi dün yine uykum gelmeyince yazdım. Sakın okuyup da üzülmeyin. Sadece üç hafta sonra oradayım.Çünkü önce VATAN!
Sizleri çok seven asker oğlunuz, Resul Elhan J. Astsb. Kd. Çvş.



DÜĞÜNÜM


Bir his var içimde çözemiyorum
Enini boyunu çizemiyorum
Aklıma geleni yazamıyorum

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Açsın güller tomurcukken solmasın

Bir Ağustos olsun düğün tarihim
Bu arzumu yapın bence çok mühim
Yüce tanrım olsun benim sahibim

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Nazlı Hilal göklerden inmesin

Hısım akrabayı konu komşuyu
Ayrım yapmayın okun tüm köyü
Toplansın bacı-gardaş emmi-dayı

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Davul zurna ben gelmeden çalmasın

Alın yazısını yaradan bilir
Belli olmaz belki tabutum gelir
Anam, bu mektubum son olabilir

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Helal et hakkını borcum kalmasın…

………………

Resul’un bacı kardaş’ı toplanamadı.
Düğün’ü kına’sı karılamadı.
Davul’u zurna’sı çalınamadı.
Helâlliği alınamadı, borcu da kalmadı…

Şehit oldu Resul vatan toprağında.
Bu şiiri yazdıktan üç gün sonra.
21 Temmuz 1996’da.
Tunceli, Uzuntarla’da…

O kadar etkilemişti ki.
Bu şiir bizi.
Naci ile söz verdik.
Bu şehidimizi ziyarete gidecektik…

Resul kahraman’a ayırdık.
Bu hafta sonumuzu…
Yozgat’ın Sorgun ilçesine gittik.
Aşağı Cumafakılı köyünü bulduk…

Köy mezarlığında yatıyordu.
Resul Elvan.
Gösterişsiz bir mezarda.
Ve de dalgalanan bayrağımız altında…

Yemyeşildi her yer.
Beyaz kelebekler.
Zümrüt rengi çimenler.
Rengârenk çiçekler…

Resul, 24 yaşındaydı.
Görememişti yaz’ı.
Her ne kadar görse de.
Yaşamının bahar’ını…


Aşağı Cumafakılı köyü fotoğraflarım:
https://photos.google.com/album/AF1QipN1SfYFD4HNUnR-YEKZ1bwEsC0WZcaCc0FxCR2f/photo/AF1QipM5ZevoPecVq7z_YX3PITbG4HAts00ebXlKu5g0
.