YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

9 Temmuz 2012 Pazartesi

KIRMIZI KÜRE...


Kırmızı bir küre görürsünüz.
Çamlık’ı geçtiğinizde.
Ünye’ye girerken.
Solda, deniz tarafında…

Önce anlayamazsınız.
Bir anlam da veremezsiniz.
Bir reklâmdır da diyemezsiniz.
Çünkü üzerinde bir yazı yoktur bu küre’nin…

Ünye
’lilerin çoğu bilmez.
Ne için konulduğunu da tahmin bile edemez.
Bulunan 13 metre yükseklikte.
Üç metre çapındaki bu kırmızı küre’yi…

Fikir babası ve yapımcısı.
Emekçisi ve tasarımcısı.
Sait Kapıcıoğlu’dur.
Bu kırmızı küre’nin…

Sait, 50 yıllık arkadaşımdır.
Hekim bir meslektaşımdır.
Hacettepe ve OMÜ’de birlikte çalışmışımdır.
Mide-Barsak Hastalıkları Uzmanıdır…

Değerbilir, vefakâr biridir.
Sait, dost canlısıdır.
Sevecen bir insandır.
Ünye doğumludur…

İstanbul
’u ziyaretle başlayan.
Bir deniz kazasında gizlidir.
İşte bu.
Kırmızı küre’nin sırrı…

İstanbul
’a gelir gemiyle.
1888 senesinde.
Japon İmparatoru’nun amcası.
İki ülke arasında dostluğu pekiştirmektir amacı...

Ertuğrul fırkateyni
ni gönderir.
Karşılık olarak bu dostluk gösterisine.
Bir yıl içinde.
II. Abdülhamit
de…

Hareket eder.
Ertuğrul gemisi.
1889 yılının 14 Temmuz’unda.
Yol uzundur gidecektir Japonya’ya…

Ulaşır bir yıl sonra.
Ertuğrul yelkenlisi.
Uzun bir yolculuğun ardından.
Japonya’ya 17 Haziran 1890’da…

Ertuğrul, dostluk turunu 4 ayda tamamlar.
16 Eylül 1890’da dönüş için yola çıkar.
Ayni günün gecesi fırtına kopar.
Gemi, Oşima adası kayalıklarına çarpar ve batar…

69 askerimiz kurtulur.
587 denizcimiz maalesef boğulur.
Şehit olanlardan 8 tanesi Ünye’lidir.
Ünye’li bir askerimiz de sağ kurtulmuştur…

Anısı için Ünye’li deniz şehitlerimize.
Düşünülmüştür işte bu kırmızı küre.
Ünye’de, Burunucu mevkiinde.
Beyaz bir direğin üzerinde…

Çok kişisel çaba harcadı.
Yapılsın diye.
Vefakâr kardeşimiz Sait.
Bu anlamlı anıt…

Rastlantıya bakın ki.
Yardıma ilk koşan 120 yıl önce.
Ertuğrul gemimizdeki kazazedelerin.
Adı da Saito idi, Oşima’daki fener bekçisinin…


Kırmızı Küre fotoğraflarım:

https://photos.google.com/share/AF1QipOQlmTioNuLGevMBYhicuwB1YMfaFY-8DlhXAZJM41CgzSlteS9MlxncocV7XJyMA/photo/AF1QipMnDmfjuIAwfgl0h0SkSXGmzT16XqqcaOBq9iDB?key=b3lhU3FYQWRHMUQ3ZEI0enFHeXVWSmZtZjJqRWV3

.