YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

8 Kasım 2012 Perşembe

NAMASTE...


İçinizdeki tanrıyı selamlıyorum demek.
İçimdeki tanrı ile.
"Namaste".
Sanskritçe'de...

Yolculuk bu kez Katmandu'ya.
Bir haftalığına.
15 kişilik bir grupla.
Ve de Elif Köksal'la...

Katmandu, Nepal'in başkenti.
Elif burada tam 9 yıl yaşadı.
Onların dilini öğrendi.
Yaşantılarını inceledi...

Elif oraları çok iyi biliyor.
Bizi de gezdirmek arzu ediyor.
Yalnız gezdirmekle kalmıyor.
Onların felsefesini de aktarmak istiyor...

Öğretecek bize Budizm'in, Hinduizm'in.
Sanatını, tanrılarını, mitolojisini.
Tanıtacak onların dinlerini, rahiplerini.
Gezdirecek birçok manastır ve de mabedini...

Lakşmi Bayramı'na da katılacağız.
Birçok Budistle bir arada olacağız.
Renkli boyalar, çiçekler arasında.
Onların bayramını da kutlayacağız...

Nepal çok farklı bir ülke.
Doğasıyla, yaşantısıyla, kültürüyle.
Öğrenmeye çalışacağız burayı 7 günde.
Elif Köksal'ın önderliğinde...

Bir kitap yazmış sevgili Elif.
9 yıl orada edindiği deneyimlerle.
Başından geçenleri getirmiş dile.
"Katmandu'da Ev Hali" başlığı ile...

Elif yer vermiş şu sözlere.
Kitabının önsözünde.
Şimdilik veda ediyorum sizlere.
Haydi hepinize Namaste...


*Biriyle tanışırken, "güzel isminiz nedir" diye soruyoruz.
*Merhaba ve hoşça kal yerine "içindeki tanrıyı selâmlarım" diyoruz.
*Nasılsın yerine "pilavını yedin mi" diye soruyoruz.
*Bedenimiz tapınak, aile en önemli şey.
*Bedenimizin tapınak olduğundan yola çıkarak, etrafımızdan ziyade içimizi temiz tutmak önemli.
*Ölüm meselâ ağır, karanlık bir yer değil.
*İçine bir tanrıça girmiş küçük bir kız çocuğunun yüzü suyu hürmetine Nepal'in ayakta durduğuna inanıyoruz.
*Annemizle babamız bizim için neyin iyi olduğunu bizden iyi biliyor, eminiz.
*Çiçeklerin sahibi yok. Çiçekler çünkü Nepal'de tanrılara sunmak için varlar. Bize değil tanrılara aitler.
*Yerin altında yaşayan Şahmeran'ı rahatsız etmemek için lavabodan sıcak su da dökmüyoruz.
*Duygularımızı açığa vurmak ayıp, kızgınlık göstermek karakter zayıflığı.
*Karşımızdakini üzecekse doğruyu söylemek terbiyesizlik, teselli edici yalanlar bulmak erdem.
*Olmayacak bir şey yapan birine sinirlenmek yerine gülüveriyoruz.
 *Trafikte şoförler, küfredeceğimiz durumlarda kocaman sırıtıyorlar...


Katmandu fotoğrafları:
https://picasaweb.google.com/105371707000908378020/Katmandu#5808316114876051554


.